BİR TELEFONA BU KADAR PARA VERİLİR Mİ KARDEŞİM?
Akıllı telefonlarla hayatımıza giren, dost arkadaş sohbetlerinde bizi can evimizden vuran, kimi zaman kem küm ederek, kimi zamanda gözlerimizi kızartacak kadar öfkelenerek cevapladığımız, son dönem akıllı telefon dünyasının en ciğerpare sorusu:
"Bir telefona bu kadar verilir mi kardeşim?"
Asgari ücretin 900 lira olduğu, kişi başı milli gelirin yıllardır 10 bin dolar seviyesine çakılı kaldığı, 2013'de dünyanın 17. büyük ekonomisi iken 2014'de iki sıra gerileyip el ayası kadar Hollandaya geçilip 19. ekonomi haline gelen, dış ticaret açığı 100 milyar dolara dayanmış ülkemizde; şirketlerin karlılığını tavana dayadığı, vergilerin vatandaşı silindir gibi ezdiği, dolar kurunun ekonomiyi tıngırdattığı bir ülkede "Amiral Gemisi" diye sınıflandırılan, fiyatı uçuk şekilde 3 bin lira seviyesine varmış telefonları kullanmak evet itiraf ediyorum hiç de akıl karı değil (pek tabii akıl karı olmayışı alt ve orta sınıf insanlarımız için geçerli bir ifade, yoksa kaymak tabaka dediğimiz insan grubu icabında bi yemekte ateşliyor bu parayı).
Peki tek maaşlı çalışan, ev kredisi ile boğuşan, diğer aya cebinde 50 TL (yazıyla elli Türk lirası) ile girdiğinde kendini zengin addeden iki çocuklu, evli, dertli borçlu bir Türkiye Cumhuriyeti öğretmeni için, ömrünün 24 güzel ayını Vodafone, Turkcell gibi şirketlere ipotekleyen, her ay iki maviliği, toplam 200 Türk lirasını telefon için harcayan biri için bu biraz fazla lüks değil mi?
"Senin etin ne budun ne kardeşim?"
"Sidik mi yarıştırıyorsun hasbam?"
"Ayağını yorganına göre uzatsana!"
Doğru.
Kabul.
Bu sözleri sıkça duydum, sıkça yuttum.
Ama olaya bir de şu şekilde baksak...
Akıllı telefonlar aynı zamanda kişisel birer asistandır. Ve siz ne kadar para bayılırsanız o denli de becerikli bir asistanınız olur.
Bakın neler yapıyorum bu asistanla...
1. Pek tabii "alo" diyorum, sohbet gereksiz yere çok uzadıysa da "hee dayı kapatıyom gontör çok yazdı" diyorum.
2. Derslerim esnasında 2004 yılı ekonomik verilerini sunan 2014 basımı ders kitabına isyan eden öğrencilerime son yılların ekonomik verilerini anında sunabiliyorum.
3. Hastahanede, postahanede, bankada bilimumum sıra beklenen mekanda ister web sörfüyle ister sosyal medya vasıtasıyla hayatımda "sıkılmak" kavramını yok ediyorum.
4. Gelişmeler, olaylar, kişiler, zamanlar...ihtiyacım olan her türlü bilgi ve haberler elimin altında.
5. Zilyon tane e kitap, milyon tane e dergi ile her zaman kütüphanem yanımda.
6. Çoluğumun, çocuğumun ilk agusunu, ikinci adımını, üçüncü dişini hiç kaçırmadan yüksek çözünürlükte fotoğraf ve video ile kişisel arşiv oluşturuyorum, ki bu ancak yıllar sonra değeri anlaşılabilecek bir güzellik.
7. Sözlük, çeviri, video izleme, müzik dinleme, nöbetçi eczaneyi öğrenme, banka işlemleri, fatura ödemeleri, navigasyon, fotoğraf düzenleme, e posta takibi, türlü çeşit oyun, elektronik alışveriş vs. vs...
Yüzbinlerce uygulama telefonunuza getirilen yeni bir özellik demek. Örneğin oğlumun gaz sancılarını telefonuma yüklediğim uygulamadaki süpürge, fön makinesi vb. sesleri sayesinde olabildiğince kolay atlattık. Şimdi de yüklenen TRT Ninniler uygulaması mama seanslarımızın en büyük yardımcısı.
Ha bir de Siri muhabbeti var ki IOS platformun da, ciddi ciddi can sıkıntısını giderebiliyor kimi zaman. Bazen saçmalasa bile eğlenceli kadın şu Siri.
İyi hoş da kardeşim bunları 700-800 liralık bir telefonla yapamaz mıydın?
Pek çoğunu yapabilirdim tabii ki. Ancak üst düzey teknoloji bunları en verimli şekilde kullanmanızı sağlıyor.
Benim gibi takıntılı bir kişiliğiniz var ve satın aldığınız bir üründen beklediğiniz verimi alamıyor ve kaldırıp atasınız geliyorsa "Ucuz mal alacak kadar zengin değilim" atasözünün gölgesinde kendinize savunma taktikleri hazırlarsınız.
Dört yıldır iPhone kullanıyorum. Üç buçuk yılı 4s ile son altı ayı da 6 Plus ile. Bu süre içerisinde akıllı telefon denen meretin çok faydasını gördüm. Ben gibi öğrenme aşığı biri için google, sörfçünün okyanus dalgası gibi.
Ekonomik durumunuz ne kadarına müsade eder, siz ne kadarına müsamaha gösterirsiniz bilmiyorum ama ben hayatımdaki öncelikleri yer değiştirdim, pek çok zevke dayalı masraf kalemini geri çekip teknolojiyi öne aldım. Faydasını da gördüm.
Son olarak..
Düğün dernek gezen bir davulcu olsaydım en iyi davulu almak isterdim, zira ekmeğimi onla kazanıyorum. Ben bir öğretmenim haliyle benim işim bilgiyle, bilmekle, öğrenmekle ve gündemi takip etmekle..haliyle davulcu için davul neyse benim için de akıllı telefon o oldu.
Baştaki sorunun cevabını kısaca özetliyeyim..
"Evet güzel kardeşim benim gibi dibine kadar kullanacaksan bu telefona bu para verilir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder